14.9.13

Posted by Alper Demiroğlu | File under :
Hayal kurabilmek için her zaman gözlerimi kapatmama gerek yoktur. Gözlerim açıkken, kulaklıkla bir şeyler dinlerken, herhangi biriyle sözlü iletişim halindeyken, bir şeyler yiyip içerken, akan trafiği izliyorken mekan farketmeksizin hayal kurabilirim. Çünkü zihnimde dönen senaryolara zaman ayırabilmem için bulunduğum ortamın sessiz veya sakin olması çok da önemli bir etken değildir benim için. Mümkün olduğu kadar çok hayal kurarım; Yeni bir günün ilk ışıklarından bir başka yeni günün ilk ışıklarına kadar. Ve bu düzenli bir şekilde kendini tekrar eder.
Hayal kurarken belki de hayal ile gerçek arasındaki çizgiyi çoktan kaybetmiş, gerçekleşme "ihtimalinin" dahi olmadığı konular üzerine kafa yoruyorumdur. Öyle ya; Kimi hayaller uğruna birçok fedakarlık yapılabilecek iken ne kadar istenilse de gerçekleşmez ve doğal olarak kişi hayal kırıklığı yaşar. Peki ben bu durumu umursuyor muyum? Kurduğum hayalleri gerçeklik aynasından geçirip geçirmediğimi önemsiyor muyum? Sanırım hayır. Neden mi? Çünkü beni monoton hayatımdan belirli bir süreliğine de olsa uzaklaştırmayı başarabilen tek şey hayal kurma becerim. Ve ben, gerçekleşmeyeceğini bildiğim konular için bile hayal kurmaktan rahatsızlık duymuyorum. Kimbilir, belki de günün birinde yanılırım, ehe..

Yenilenen hâliyle daha bir sevimli (Sevimli ?) olan bloğumda paylaşmış olduğum ilk albüm kritiği olma özelliğini taşıyan "Hammock - Kenotic", iki kişilik bir projenin ürünü olmasının yanı sıra aynı zamanda da hayal dünyanızın vazgeçilmez bir dostu olabilecek nitelikte. Özeleştiri yapmam gerekirse bu tarz iddialı tanımları kritiklerde kolay kolay kullanan biri olduğumu düşünmüyorum. Ancak söz konusu albüm (hatta grup.) bu övgüyü fazlasıyla hakediyor.

Evet, artık albüme geçebiliriz. Hayır hayır, albümden önce söylemem gereken son bir şey daha var. Albümü dinlerken yaşadığım deneyimlere dayanarak iki müzisyenin de (Marc Byrd ve Andrew Thompson) çok ciddi problemlerinin olduğunu (Yukarıdaki fotoğrafta iyimser ve masum görünüyor olabilirler, bence albümü dinlemeden hemen karar vermeyin.) ve bunu ancak yaptıkları müzik sayesinde azaltabildiklerini düşünüyorum. Özellikle ambient kavramının varlığını "hissettirmesi" ve her parçaya büyük bir titizlikle yerleştirilmesi albümü gözünüzde çok farklı boyutlara taşıyabiliyor. Herhangi bir parçayı açıp yatağınıza uzandığınızda zihninizin bu seyahate gerçekten ihtiyacı olduğunu farkedecek ve ilk parçadan son parçaya kadar en ufak bir sıkılma belirtisi göstermeden kimi zaman mutluluk, kimi zaman ümit, kimi zamanda hüzün duygusuyla dolup patlama noktasına geleceğiniz bir seyahati noktalayacaksınız. Albümdeki her parçanın bu yoğun duyguya ve atmosfere sahip olduğunu gözümü kırpmadan söyleyebilirim. 

Kısacası "Hammock - Kenotic", bir albümden çok sizi hayal kurmaya teşvik eden bir araç. Bu nedenden dolayı puan vererek değerlendirmek ne kadar doğru olur bilmiyorum, ancak ben albüme vakit ayırırken adeta özel, farklı bir bağ ile dinliyor olduğumu farkettim. Kendinize unutamayacağınız bir iyilik yapın ve bu albümü er ya da geç dinleyin efenim. 


  Ülke: ABD.
Şirket: Hammock Music.
Albüm Çıkış Tarihi: 29 Mart, 2005.
Tarz: Post-rock, Ambient.

Puan: 9/10.








▶ ▶ “Hammock - Kenotic“ başlıklı yazı, The Sorrowed Man blog ya da herhangi bir konu hakkındaki düşüncelerinizi thesorrowedman@windowslive.com adresine mail atarak belirtebilir, bu tip klişelerin yanı sıra Last.fm profilime uğrayabilir ve hazır oralardayken Twitter'dan takip edebilirsiniz. :p

0 yorum:

Yorum Gönder